GÜNDEM Haber Girişi : 08 Eylül 2024 11:30

Mustafa Kemal'in Askerleri...

Mustafa Kemal'in Askerleri...

Yeni mezun teğmenlerin, tören sonrasında kılıç çatarak kendi aralarında bir daha yemin etmeleri ve ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ sloganı atmaları, kimi niçin rahatsız etti? Ben kabaca üç grup ve üç neden görüyorum.  İlki iktidarın kendisi… İkincisi İslamcılar, üçüncüsü de ezberciler.

 

 

 

Siyasal iktidar ve bazı yandaşları, büyük bir kesim için cehenneme dönen ekonomik krizden bunalan vatandaşın dikkatini dağıtmak için, suni gündem oluşturmaktadır. İslamcılar ise bir asırdır bitmeyen  kavgayı sürdürmektedir. Ezberci dediğim cühela takımı da her gördüğü yıldızı yangın sanarak söndürme telaşındadır!

 

 


    Esasen on yıldan uzun bir süredir birçok ekonomik parametre krizi işaret etmekteydi. Kaseti geri sardığımızda, âlim kabul edilen namuslu ekonomistler uyarılar yapmaktaydı. Bizim gibi sıradan vatandaşlar, yıldan yıla alım gücümüzün düşmesiyle yaşam standardımızın geriye doğru gittiğini zaten hissediyorduk. Makroekonomik verileri amatör olarak takip edenler bile yerli paranın değer kaybını, cari açığı, artan iç ve dış borcu, işsizlik rakamlarını, tarım ve hayvancılıkta üretimin düşmesini, katma değeri olan sanayi üretimi yapamadığımızı ve orta gelir tuzağına takıldığımızı net bir şekilde görüyordu…

İktisadi krizin bana göre iki büyük sebebi var: Biri devasa oranda ve kontrolsüz göç, diğeri ise kamu harcamalarındaki inanılmaz başıbozukluktur… Sayılan diğerleri, tali faktörlerdir. Önceki zamanlarda yaşanan reel sektör ve finans piyasaları kaynaklı krizlerin aksine, yaşadığımız ve hepsinden daha ağır olanı, esasen kamu kaynaklıdır. Yani iktidarın günahı, hatası ve yanlış adımları, toplumun önemli bir kesimini perişan etmiştir. Bunu kendileri de bildiği ve mağdur halk yavaş yavaş uyandığı için, çok bilinen: “ Cambaza bak cambaza”   oyunu sergilenmektedir…

 

 


    İslamcılar Cumhuriyet’in ilanı, saltanat ve hilafetin kaldırılması, laikliğin kabulü ile yüz yıldır mağlup oldukları kanaatindedirler. Cumhuriyet için sarf edilen ‘reklam arası’ benzetmesi, şuuraltının dışa vurmasıdır. Rüyalarını hâlâ, bir karşı devrim süslemektedir. Devletin dini anayasaya nasıl İslam yazılır, halifeyi nasıl başımıza getiririz, seküler inkılapları nasıl ortadan kaldırırız, ulus yerine ümmet nasıl oluruz gibi sevdaların peşindedirler. Bu bir mağlubiyet ideolojisidir! Düşman olarak sembolleştirdikleri ise Atatürk’tür. İslamcıların Mustafa Kemal, Cumhuriyet, Laiklik, Demokrasi gibi kavramların telaffuz edildiği her yerde tüylerinin diken diken olması, zaten beklenendir… 

 

 


    Ezbercileri ise bir paylaşımla anlatayım. Geçen gün İzmir’de çıkan ve şehri tehdit eden yangın için:” Hadi meydanlara dikip tapındığınız putlar yangını söndürsün de görelim!”  paylaşımı yapan bir zavallı gördüm. Evet, aynen böyleydi. Put tabirinden kastın ne olduğu, her halde anlaşılmıştır. Niçin zavallı sıfatını kullandığım da anlaşılmıştır sanırım. Cehaletin kılcal damarlarına dahi sirayet ettiği bir kesim için başka ne söylenebilir ki? Cehalet bilmediğini bilmemektir. Belki telkin ve eğitimle telafisi mümkündür. Ancak cehalet örnekte olduğu gibi ‘şeddeli’ hale gelmişse, hiçbir surette tedavisi kabil değildir! Zihni yeteneklerini büyük ölçüde kaybetmiş bir kitlenin, sadece ezberi değiştirilebilir. Merak etmeyin! Bugün ak dediğine yarın kara rahatlıkla diyebilir. Ezberi yine ezberdir… lakin bu sefer belki doğru renk söyletilebilir... İşte bu üç zümre dışında kalanlar içinse ne Atatürkçü teğmenler ne de sadakat yeminleri, zinhar rahatsızlık verici değildir. Kabul görmüş ve kapanmış bir tarihsel süreçtir…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.