‘Montesquieu’ ÇİKOLATA markası değil !

Hayatın en ortasında duruyorsanız şayet siyasetten uzak kalmanız mümkün olmuyor. Siyasetin içinde olduğum için değil sözlerim. Siyasete girmeden önceki yıllarımda da hayat koşuşturmasında siyasetin bizleri nasıl etkilediğini bilirdim. Girdim tam oldu!.

 

 

 


Alavere dalavere işlerle birilerinin siyaset yaptığını sanmasına bakmayın. Bugün üniversitelerde siyaset bilimi gibi dersler ve bölümler var. Yani aslında siyaset bir bilim. Aristodan, Montesquieu’ya kadar aklı başında fikir adamları bu kavram için bir dolu şeyler yazdı çizdi. Siyaset yapıyorum diyen kaç şahıs bu fikirleri bilmeyi bırak, bu isimleri biliyor? Bu sorunun cevabını sizlere bırakmayı uygun görüyorum. Yazarsam eğer çoğu; dersi geçmeyi bırakın sınıfı bile geçemez. “Montesquieu deyince aklınıza ne geliyor?” diye sorsak onu çikolata markası sanacak bir dolu kendine siyasetçi diyen şahıs var.

 

 

 


İki yalan, üç dalavere ile kalkmış siyaset yapıyorum diyen şahsı muhteremleredir bu yazı. 

 

 

 

 

Bir ülkenin yönetiminde ve idaresinde söz hakkı verdiğimiz, bizlerin oyları ile seçilen yada seçirttirilen bu kişilerin, ülkeden uzak bir havada yaşaması katlanılır değil artık. Ülke batmış. Dolar günlerdir zirvenin de zirvesine çatmış ama kimsede tık yok. Alım gücü yerlerde sürünüyor ama tık yok. Vatandaş, iliğinin içine kadar bunun yangınını hissediyor ama bunların anlattıkları Norveç havası.

 

 

 


Eskiden bu ülkede siyaset yapan isimler ne kaliteliymiş, bunu da demek nasip oldu ya bana, artık nasıl bir haldeyiz siz düşünün. Eskiden hiç değilse birileri çıkıp yanlış olana bir söz söylerdi. Şimdi söz söylemeyi bırakın, yanlışlar kabak gibi ortada dururken birde pişkince savunmaya da geçiyorlar. 

 

 

 


Ne dediklerini kendilerinin bile anlamadığı alengirli sözlerle utanmadan savundukları yanlış politikaların cezasını bu millet çekiyor ve daha uzun bir süre de çekecek. O saçma sapan sözlere inananlara da vallahi billahi ne desem az kalacak. O sebepten demeyeyim.

 

 


Liyakatsiz, birilerinin bilmem neyi sıfatıyla bir partiye girip, antin kuntin işler yaparak bir sıfata bürünmekle siyasetçi olunmaz!..  Olunmuyormuş da bunu acı acı yaşayarak gördük mü? Gördük.

 

 

 


Hani sözüm ona bu kişiler siyaset yapıyorlar ya, bilmedikleri şey; etik kavramının değerli olması gereken bu işleyiş içinde ne etik bıraktılar, ne örf ne de utanma. Sürekli parmak sallayan tehditkâr havalar. Korkusu dağları aşanlar bir de korku salmaya çalışıyor. 

 

 


Üstüne basa basa söylüyorum. Ülkenin hali hal değil. Sizlerin yaptığı yanlışların cezasını, bu ülkenin kalbur altı bütün kesimleri sürüm sürüm sürünerek yaşıyor. Kalburüstü kesimin umurunda bile değil. 
Siz aynen böyle devam edin. Çok sevdiğim ve benim için sözleri çok değerli bir arkadaşım bana bugün hatırlattı. Birkaç yıl kadar önce ona demişim ki,”Bu halk, cebine dokunulduğunda her şey değişecek.” Siz halkın cebine dokunmadınız sadece, içine girdiniz bir şey bırakmadınız. Cepte ve boğazda açılan delik dehliz oldu. 

 

 

 


Siyasetin hayatın tam ortasında nasıl durduğunu şimdi anladınız sanırım. Birilerinin yaptığını söylediği siyasetin cezasını hep beraber ödüyoruz. Hayatın içinde olduğunu da sandıklar kurulduktan sonra göreceğiz. O vakit ağlamak, mızıkçılık yok tamam mı? 

 

 


Bilgiyle kalın...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.