Zaferin 954. yıl dönümü kutlamaları nedeniyle MHP Lideri Devlet Bahçeli ile birlikte Ahlat'ta kutlama programına katılan Fetih ve Kök: Ahlat/ Malazgirt Çalışmaları Enstitüsü Başkanı Prof.Dr. Macit, "Malazgirt Zaferi, Milli tarihin dönüm noktasıdır" dedi.
Malazgirt Zaferi’nin 954. yıl dönümü kutlamaları nedeniyle MHP Lideri Devlet Bahçeli ile birlikte Ahlat'ta kutlama programına katılan Fetih ve Kök: Ahlat/ Malazgirt Çalışmaları Enstitüsü Başkanı, MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Muhammet Hanifi Macit, " Malazgirt, Türklerin Anadolu’yu yurt edinme sürecinin başlangıcını oluşturması ve Asya’da doğan İran’da yeşeren ve Anadolu’da olgunlaşan Türk kültürünün dünya tarihindeki yerini belirleyen bir olgudur. Bu minvalde Malazgirt Zaferi, Sultan Alparslan’ın Türk ve İslam dünyasına sürekli ve çok yönlü sonuçlar yaratan bir hediyesi olmakla birlikte bu zafer milli tarihin bir dönüm noktasını oluşturmaktadır." dedi.
Ahlat ve Malzgirt'in fiziki mezanlar olmasının ötesinde Türk milletinin vatan düşüncesinin oluşmasında birer kaynak olduğunu belirten Macit, " Ahlat ve Malazgirt, Anadolu’da Türk milletinin tarihî ve kültürel kimliğini yansıtan önemli merkezlerdir. Buralar sadece fiziki birer mekân olmanın ötesinde Türk milletinin vatan düşüncesinin, varoluş idrakinin, soyut kültürel değerlerinin ve bunların yanı sıra estetik algısının gelişmesinde de etkili olan önemli birer hafıza mekânlardır." dedi.
Malazgirt Zaferi'nin milli tarih açısından önemine de vurgu yapan Prof.Dr. Hanifi Macit, " Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi bu bakımdan Malazgirt’i anarken “Tarihimizdeki zaferlerin pek azı Malazgirt Zaferi kadar yüksek anlamlara sahiptir. Çünkü Malazgirt’le birlikte, milletimizin kutlu yürüyüşü önemli bir misyonla bezenmiştir. Her parçası ayrı güzelliklere sahip olan Anadolu coğrafyası, Malazgirt Zaferi ile vatanlaşmaya başlamış, bu coğrafyayı vatan kılma özlemi milletimizin tarihî yürüyüşünü ve yükselişini hızlandırmıştır.” ifadesini kullanır. Gerçekten de öyledir.
Sultan Alparslan savaş meydanında askerlerine hitap ederken “dönen dönsün, burada Tanrı’dan başka hükmedecek Sultan yoktur” derken davasının ve giriştiği mücadelenin haklılığının bilincindeydi ve bu inançla kendi ordusundan kat kat üstün bir orduyu yenerek zaferi elde etti. Bu dava anlayışı ile zaferi elde eden Sultan Alparslan artık bir millete yeni bir yol ve siyasi mecra açıyor, o güne kadar Müslümanların en büyük düşmanını alt ederek hak dinin galibiyetini gösteriyordu. Bu bağlamda Selçuklu başarısı tüm İslam aleminin o güne kadarki zaferlerinin içinde en kıymetlisi sayılacak boyutta bir algı yaratıyordu. Nitekim Alparslan’a Halife tarafından verilen unvanların arasında “burhan” unvanı da vardır. Bu unvanın da gösterdiği üzere “hak ve batılı birbirinden ayıran delil” olarak Türk milleti o gün Müslüman dünyasındaki yerini belirliyor ve bu misyonu üstleniyordu." dedi.