Gençlik, Hayal, Umut... 

Eski tarihli bir habere ait bir video karşıma çıktı. 17 yaşlarında bir genç yaşından büyük yükü arabayla taşıyor. Eminim ki izlemeyen yoktur bunu. Ülke gerçeğimin sıradanlığı içindeyken, birden sarsıldım. Elimde ki çay bardağını usulca masaya koydum. Gencecik bir çocuğun, “Hayallerim yok!.” demesiydi beni tarumar eden.

 

 


Avrupa ve Amerika gibi ülkelerde o yaşta ki gençler harçlıkları ile tatiller yaparken, benim genç nüfusum hayal etmenin ne olduğunu bile bilmiyorsa bunun suçlusu o gençler değil. Haa diyeceksiniz ki, “Bu ülkede; tatillere giden, altında son model arabalar ve cebinde parası olan gençlerimiz de var genellemeyin.” Tabi ki o kalburüstü kesimde ki gençlerimizin azınlık olduğunu bilerek, çoğunluk gençlerimizden ayrı tutarak yazdım.

 

 

 


Hele ki son günlerde daha bir anladık ki gençlik; sizin gençler ve bizim gençler diye ayrılmış. Sizin tarafın, “Bizim gençler” dediklerinizin geçim derdi de yok, hayalsizlikleri de, umutsuzlukları da.. “Sizin gençler” denilen, hiçbir siyasi bağlantısı ve zengin babaları olmayan, üniversiteyi bitirmiş iş bulamamış yada atanamamış ve hatta okulu bırakıp geçim derdine düşmüş gençlerimizin de hayalleri çalınmış umutları yok edilmiş ama umurunuzda mı?

 

 


Bir de üstüne üstlük birçok vatandaşımızın ekmek paralarını çıkardıkları çöplere göz dikildi. Kâğıt toplayıcıları hedef alındı ve vergiye bağlanmaya çalışılıyor. Yanından geçerken burnunuzu kapattığınız çöplerin içlerine başlarını sokup, satmak için bir şeyler arayan insanların; hiçbir değeri olmayan, eskimiş yada kullanılmaz diyerek çöplere attığımız kağıtlar ve plastik eşyaları toplayıp geri dönüşümlere satarak ekmek parası kazanmasını yasaklamakla neyi gizleyebileceksiniz?

 

 


Siz bu insanların; kadın, erkek, genç, yaşlı demeden adı sadece yaşamak olan mücadelelerini ne sandınız? “İnsanca yaşamak” demiyorum bakın,”Yaşamak” için mücadele ediyor bu insanlar. Oradan kazandıkları para ile gidip tatil yapamazlar. Altlarına son model bir araba çekemezler. Keşke hepsini yapabilseler ama yok, boğaz zor doyuyor.

 

 


Niyetiniz; ülkenin geldiği noktada yaşanan ekonomik sıkıntıları bu şekilde perdelemekse, öyle bir şey yok. Kazanlar kaynamayalı, umutlar biteli, hayal kurmayalı çok zaman oldu bu ülkede. 

 

 


Tam da “Umutların ve hayallerin en yoğun olması gereken o yaşlarda ki bir genci hayalsiz bırakan düzenin çarkları içinde kaybolup giden bir gelecek nesil ve çaresiz bırakılan ülkemin yarını nedir?” diye düşünmeye başlamışken, koca adamların gölgesine girmeyen gençliğin var olduğu gerçeği ile umudum büyüdü, hayallerim yeşerdi.

 

 


Susturulup sindirilen biat eder değil mi? Yanıldınız Beyler. Hayallerini çalsanız da, umutlarını bitirmeye yemin etseniz de, gençliği bu şekilde susturup sindirebileceğinizi düşünerek en büyük hatanızı ettiniz. 
Duvarlardan resimleri indirseniz de, kitaplarda adını gizleseniz de başaramadınız. O gençlerimiz; tam da bu zamanda kafalarını kaldırıp göğe baktıklarında, “Gençliğe Hitabe.” de tam da bugünleri görerek kendilerine çağrı yapan Mustafa Kemal Atatürk’ü gördüler ve biliyorlar ki tüm güç kendilerinde.   

 

 


Siz bu gençliği yenemeyeceksiniz Beyler. 
Bu gençlik; 94 yıl önce kendilerine yazılan emrin komutunu alalı çok oldu. Hiçbir şey bilmeseler bile; Milletin, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olduğunu görüyorlar. 

 

 


Orada hitap edilen gençliğin kendileri olduğunu biliyorlar. İşte bu yüzden; ana babalarına şikâyet etseniz de biat etmiyorlar kimseye. Etmeyecekler.
Siz onların hayallerini aldınız sandığınız yerde, onlar sizden geleceklerini alacaklar. Hem de söke söke.. Bugün sorguluyorlar. Yarın yargılayacaklar…
Bilgiyle kalın...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.