SİYASET Haber Girişi : 23 Mart 2022 15:01

DERYALAR MÜREKKEP OLSA, AĞAÇLAR KALEM YİNE DE ONU ANLATAMAM

DERYALAR MÜREKKEP OLSA, AĞAÇLAR KALEM YİNE DE ONU ANLATAMAM
​​​​​​​İYİ Parti Erzurum İl Başkanı Melih Kırkpınar evinin kapılarını Erk Medya’ya açtı.
DERYALAR MÜREKKEP OLSA, AĞAÇLAR KALEM YİNE DE ONU ANLATAMAM

Gazeteci Sinan Özçaylak ve Orkun Çizmeli’yi evinde ağırlayan Kırkpınar’ı,  eşi Saadet Hanım ve oğlu Okan Kırkpınar anlattı.  Saadet Kırkpınar, “ Deryalar mürekkep olsa, ağaçlar kalem, Melih beyi anlat yaz deseniz, yine de onu anlatmaya yetmez.” dedi.

 

 

 

 

 

 

Mütedeyyin aile yapısıyla bilinen İYİ Parti Erzurum İl Başkanı Melih Kırkpınar evinin kapılarını ilk kez Erk Medya’ya açtı. Eşi sadet hanım ve gelini Yağmur hanımın hazırladığı birbirinden güzel ikramlar ve torunu Zeynep Yade’nin sevimli kahkahaları eşliğinde keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

 

 

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK:  Size öncelikle bizi evinizde misafir ettiğiniz için teşekkür ederiz. Melih Kırkpınar Bir iş insanı. İşiniz gücünüzde yerinde çok şükür. Siz geçmişte Doğruyol Partisinde de siyaset yapmıştınız, ancak sonrasında uzun bir süre siyasete ara vermiştiniz. Sizi yeniden siyasete döndüren şey nedir? İşiniz gücünüz yolundayken, siyaseti bırakmışken, neden geri döndünüz?

 

 

 

MELİH KIRKPINAR: Sizle 30 yıla yakın bir dostluğumuz var, beni en iyi bilen isimlerden birisiniz Sinan Bey. Ben Doğruyol Partisinde 30 yaşlarındayken siyasete başladım. Güzel bir dönem yaşadık. Sonrasında Doğruyol Partisi baraj altında kalınca, sonrasında Tansu Çiller hanım da genel başkanlıktan ayrılması sonrası, bu günkü İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu beyle, kısa bir dönem Demokrat Parti’de birlikte çalıştık. Ardından Süleyman Bey AK Parti’ye katılınca ben de siyaseti bıraktım. Kendime, eşime, çocuklarıma, işime zaman ayırmayı tercih ettim. O dönem siz de biliyorsunuz, birçok partiden teklifler gelmesine rağmen siyasete geri dönmedim. Ta ki Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener İYİ Parti’yi kurana kadar. Kendisiyle Doğruyol Partisi’ndeyken de birlikte çalışma imkânım olmuştu.

 

 

 

 

 

 

 

Bakın Sinan Bey, benim siyasete dönmemde iki önemli unsur var.

 

Birincisi; Genel Başkanımıza olan, aşırı sevgim, saygım güvenim. Genel Başkanımızla İç İşleri Bakanlığı döneminde Doğruyol Partisi’nde birlikte çalışma imkânım oldu. Bakın Sinan Bey Genel Başkanımız da torun sahibi olduktan sonra, elini değil gövdesini bu ülke için taşın altına koydu. Kendisine yapılan bütün teklifleri reddederek, bir duruş sergileyerek İYİ Parti’yi kurdu.

 

Makam mevki peşinde olmadığını sadece memleketin menfaatleri doğrultusunda, her türlü baskıya, iftiraya, hakarete rağmen bir yola çıktı. Ben Sayın Genel Başkanımızla bunu paylaştım. Kendisine Sayın Genel Başkanım; “ Siz bu kararlılığı sergileyip bu yola çıktığınız zaman, her faninin reddedemeyeceği makamı mevkiyi elinizin tersiyle ittiniz, her faninin tahammül edemeyeceği, iftiralara, baskıya, hakaretlere, haksızlığa maruz kaldınız. Ben bu gün sizin yanınızda yer almazsam, önce annem bana sütünü helal etmez, sonra şehitlerimiz beni affetmez.” dedim. Yani Sinan bey birinci sebep Genel Başkanımızın ilkeli duruşudur.

 

İkincisine gelince; Biz ülkenin geleceğini iyi görmüyorduk. Hepimizin çocukları, torunları var. Onlara iyi bir gelecek sunmayı kim arzu etmez? Bunun için yeniden siyasete döndüm. Bu iş ağır, sorumluluk gerektiren bir iş. Bunu bir vatan millet meselesi olarak görüp, çocuklarımız istikbalini düşünerek, “ söz konusu olan vatansa gerisi teferruattır.” anlayışıyla, yeniden siyasete başladım.

 

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Şu anda tüm Türkiye’de olduğu gibi Erzurum’da da oylarını en çok artıran parti İYİ Parti gibi görünüyor. Geçtiğimiz günlerde de 1071 kişi İYİ Parti’ye üye kaydı yaptırdı. Tabi sizin de burada çok ciddi bir emeğiniz var, katkınız var. Siz Melih Kırkpınar olarak, Erzurum’da tanınan sevilen bir isimsiniz. Erzurum’un her köyünde gidip konaklayabileceğiz dostluklarınız olduğu biliyorum.  Yıllarca işiniz nedeniyle bu bölge insanıyla hemhal olmuş bir isimsiniz. Partinize olan bu teveccüh sizi heyecanlandırıyor mu?

 

 

 

MELİH KIRKPINAR: Sinan bey biliyorsunuz benden önce iki arkadaşımız İl Başkanlığı görevini yürüttüler ben her ikisine de teşekkür ediyorum. Ben Erzurum’da üçüncü İl Başkanıyım. Beni bir gün Teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Koray Aydın aradı ve görüşmek üzere Ankara’ya davet etti. Açıkçası bana İl Başkanlığı teklif edileceğini de bilmiyordum. Sayın Koray Aydın, Erzurum’da teşkilatlanma çalışmalarının arzu edilen seviyede olmadığını, bu anlamda bir değişiklik yapmak istediklerini ve beni de İl Başkanı olarak görmek istediğini söyledi. Yaklaşık yarım saatlik bir görüşme oldu ve ben de evet diyerek çıktım. Görüşme sonrasında çıktığımda ne kadar ağır, ne kadar sorumluluk isteyen bir işi omuzlarıma yüklediğimin daha o anda farkına vardım. Erzurum’a geldiğim de teşkilatta ciddi manada bir dağınıklık vardı.

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Siz İl Başkanı olduğunuzda partinizin kaç üyesi vardı?

 

 

 

 

MELİH KIRKPINAR: Ben göreve başladığımda bin 800 üye vardı. Bu gün geldiğimiz noktada yaklaşık 6 bin üyemiz var. Yaklaşık diyorum, çünkü biliyorsunuz, bu üye kayıtları peyderpey giriliyor. Sizinle şu anda sohbet ederken bile arkadaşlarımız partide üye kayıtlarını yapıyorlar. Bu arada birlikte çalıştığımız, kadın kolları başkanımıza, gençlik kollarındaki arkadaşlarımıza, ilçe başkanlarımıza hepsine teşekkür ediyorum. Bu başarı onların da başarısıdır. Gece gündüz demeden uyum içinde çalışıyorlar.

 

Bu sizi heyecanlandırıyor mu diye sormuştunuz. Sorunuza gelecek olursak, heyecanlandırmasından öte sorumluluğumuzun arttığını hissediyorum. Bakın Erzurum AK Parti’nin MHP’nin kalesi olarak bilinen bir il. Her iki partinin oylarının toplamı yaklaşık yüzde 80’e tekabül ediyor. Devletin bütün imkanları, belediyenin bütün imkanları, medya gücü hepsi onların ellerinde ve bunu sonuna kadar kullanıyorlar. Buna rağmen bu teveccüh bizim sorumluluğumuzu artırıyor. Ancak, harcanan emeğin karşılığını almakta son derece keyifli. Akşam kasasını dolu kapatan bir esnaf gibi bütün yorgunluğumuz uçup gidiyor. Onların teveccühü bizlerinde azmini artırıyor. Sinan Bey, vatandaş, ağustos ayında oruç olan bir insanın, suya hasreti gibi sabırsızlıkla bizi bekliyor. Gittiğimiz her yerde bizi bağrına basıyor. Bu bizleri son derece mutlu ediyor.

 

 

 

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Dede olunuz, dedelik nasıl bir duygu?

MELİH KIRKPINAR: İnşallah bir gün sizde çocuklarınızın mürüvvetini görüp dede olursunuz. İnsan dede oluncaya kadar dışardan anlatılanları biraz abartılı bulabiliyor. Bizim Erzurum’da evlat cevizse torun cevizin içidir derler. Hakikaten doğruymuş. Bunu dede olunca anladım. Dedelik çok farklı bir duygu. Bir tohumu toprağa ekiyorsunuz, önce filizleniyor, sonra bir ağaç oluyor, ardından dallarında meyve veriyor. İşte o meyve torun. Emeğin karşılığı, alınan bir mahsul gibi.

 

 

 

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Sadet Hanım, siz her zaman eşinizin yanında destekçisi olan birisiniz. Melih Kırkpınar’ı biraz da sizden dinleyelim. Başkan nasıl bir eş, nasıl bir baba bize anlatır mısınız?

 

 

 

SAADET KIRKPINAR: Sinan bey deryalar mürekkep olsa, ağaçlar kalem, Melih beyi anlat yaz deseniz, yine de onu anlatmaya yetmez. Melih bey çok iyi bir eş, evlatlarıyla yakından ilgilenen mükemmel bir baba, harika bir dede.

 

 

 

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Sadet Hanım, Siyaset doğası gereği, Melih Abi zaman zaman, sinirlenebiliyor, yüksek tonda çıkışlar yapıyor. Ev de nasıldır?

 

 

 

SAADET KIRKPINAR: Melih bey yıllardır ticaretiyle uğraşıyor, siyaset yapıyor. Zaman zaman iş hayatında da, siyasette de sıkıntılı dönemler geçirebiliyor. Ancak bu sıkıntılarının hiç birini, ev yaşantısına taşımayan bir insan. Ben bu güne kadar kendisinden hiç incinmedim. Evlatlarına da bir gün sesini yükselttiğini duymadım.

 

 

 

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Siyaset aşırı mesai gerektiren bir iş. Doğal olarak siyaset yapan isimler ailelerine ayırdıkları vakitlerinden çalarak siyaset yapıyorlar. Siz Melih Abi’nin yeniden siyasete girmesine nasıl baktınız, kendisini bu anlamda desteklediniz mi?

 

 

 

SAADET KIRKPINAR: Sinan bey, her zaman ben Melih Beyin kararlarının arkasında durmaya çalıştım. Siyasete girme noktasında da yanında oldum. Çünkü Melih Bey bu işi severek yapıyor. İnsan sevdiği şeyle meşgul oldu mu mutlu olur. Ben de bir eş olarak onun mutluluğuyla mutlu oluyorum. Ben onun motivasyonunu hiçbir zaman düşürmemeye çalışırım. Yeri geldiğinde çocuklarıma hem bir anne, hem bir baba gibi davranıp, kendisinin yükünü azaltmaya çalışırım.

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Sadet Hanım siz de bir Erzurumlusunuz. Melih Abi de siyaset yapan bir isim. Siz bir kadın gözüyle Erzurum’a baktığınızda ne gibi eksiklikler görüyorsunuz. Melih abiye şu sıkıntılar da var bunlardan da bahset dediğiniz neler var?

 

 

 

SAADET KIRKPINAR: Biz Melih beyle çok sohbet ederiz. Melih bey iyi bir dinleyicidir aynı zamanda. Karşısındakinin söylediklerine kıymet verir, önemser. Biz kendisiyle saatlerce sohbet edebiliyoruz, hem ailemizle ilgili, hem iş hayatıyla ilgili hem de siyasetle ilgili. Bakın Sinan Bey, kadınlarımız daha çok iş hayatında, sanat hayatında, siyasette olmalı. Kadınlarımıza bu fırsatlar daha çok tanınmalı. Çocuklarımızın ve kadınlarımızın eğitim noktasında bu ülkeyi yönetenler, siyaset yapanlar daha çok düşünmeli.

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Evde son sözü kim söyler?

SAADET KIRKPINAR: Vallahi ikimiz beraber söyleriz. Bizim ailede eşitlik vardır. Hemen her konuda benim fikrimi alır. Bende onun fikirlerine çok kıymet veririm. İstişare sünnettir. Melih bey istişareyi seven bir eştir. Oturur ortak karar alır ve uygularız.

 

 

 

 

 

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Çocuklarıyla iletişimi nasıldır Melih Abi’nin?

 

 

 

SAADET KIRKPINAR: Melih Bey çocuklarına bir babadan çok arkadaş gibi yaklaşır. Onlarla uzun sohbetler yapar. Ancak tabi ki bizim geleneklerimiz doğrultusunda, haddi ve sınırı aşmadan, seviyeli bir iletiş kurar.

 

 

 

 

 

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Okan babanı biraz da senden dinleyelim. Nasıl bir baba Melih Kırkpınar?

 

 

 

OKAN KIRKPINAR: Çok sabırlı çok akılcı, çok vicdanlı, merhametli bir baba. Bizleri de her zaman şu prensiple yetiştirdi, büyüttü. Önce Allah’a iyi bir kul olun, sonra bizlere hayırlı bir evlat, peşi sırada vatanına milletine bağlı hayırlı bir yurttaş olun diye nasihat eder bizlere. Sağ olsun çok büyük merhalelerden geçti, hem siyasi hayatında hem iş hayatında ancak o babalık bilincini hiç unutmadı. Elini üzerimizden hiç çekmedi.  

 

 

 

SİNAN ÖZÇAYLAK: Kuşak çatışması yaşıyor muzunuz babanızla, Melih Abi yeniliklere açık, fikirlere açık bir adam mı? Ticarette de birlikte çalışıyorsunuz aile şirketinizde, neler söyleyeceksin?

 

 

 

OKAN KIRKPINAR: Babam kesinlikle fikirlere açık bir insan. Birlikte çalışıyoruz, zaman zaman iş ile ilgili farklı düşündüğümüzde oluyor, olmuyor değil. Ancak Melih Kırkpınar, cidden yenilikçi fikirlere açık biri. Karşısındaki adamı 7 yaşında olsun 70 yaşında olsun, dinler, fikirlerine önem verir. Ben kendisinin ellerinden öpüyorum. Bu yaşımda iş hayatında, sosyal yaşantımda bir yerlere geldiysem, kendisinin sayesindedir. Kendisinin emeği çoktur üstümde, tecrübelerini bize aktarır, önderlik eder. Umarım kendisine layık bir evlat olurum.

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Halis DÜZGÜN 24 Mart 2022 00:53

    Değerli dünürüm Torbalı dan sevgiler saygılar çok güzel bir söyleşi olmuş Rabbim yolunuzu açık etsin inşallah