CHP Erzurum Milletvekili adayı Dr. Ayhan Koç, yaptığı yazılı açıklamada, " Millet adalete susadı. CHP İktidarıyla bu susuzluğu gideceğiz dedi.
Adaletsizliğin toplumun her kesiminde hüküm sürdüğüne vurgu yapan Cumhuriyet Halk Partisi Erzurum Milletvekili Adayı Dr. Ayhan Koç, " Devlette kuvvetler ayrılığının tesis edildiği, güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir yönetim için söz veriyoruz." dedi.
"Adil hükmedemiyorsanız, yaptığınız hiç bir hizmetin bir manası yoktur" diyen Koç şunları söyledi; " Zulüm ve haksızlık kimden gelirse gelsin ve kime yönelirse yönelsin kötüdür. Haksızlık ve zulmün kaynağına, hedefine, nedenine ve amacına bakılmaz. Adaletin, hak ve hukukun üstün olmadığı toplumlarda herhangi bir haksızlık anında insanlar bir taraftan haksızlık yapana, diğer yandan da buna maruz kalana bakmaktadır. Haksızlık yapanı kendisine yakın ve haksızlığa maruz kalanı kendisine uzak gören kimse herhangi bir rahatsızlık duymuyorsa o kimsenin hak ve adalet duygusu körelmiş ve vicdanı yaralanmış ya da ölmüştür. Bugün geldiğimiz noktada AKP iktidarının mensupları, 'benim hırsızım, benim zulmedenim, benim yargım' diyerek, iktidarda kalmak için her şeyi mübah görerek, vicdanları yaralamış, adeleti köreltmiştir.
Toplumda yoksulluğun, işsizliğin, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yeterli olmamasının açtığı yaraları iyileştirmek elbetteki zordur ancak iyileştirilmesi en zor yara vicdan yarasıdır. Adaletsizlik; Toplumun ayrıştırılmasında, kutuplaştırılmasında ve bağlarının bozulmasında baş roldedir.
Ne diyor Sadi-i Şirazi: 'Dünyadaki bütün nehirler, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez." AKP iktidarın sonunda halimiz tam da bu.
Adalet deyince sadece yargıyı, hukuku düşünmekte eksiktir. Sosyal adaleti, gelir dağılımındaki adaleti, eşit işe eşit ücreti, işe alımlarda liyakati, ihalelerde şeffaflığı, kanunları uygularken sergileyeceğiniz tarafsızlığı ve fazlasını kapsar.
Düşünürlerin bir çok kere ifade ettiği gibi, 'Adaletin pazara indiği yerde, toplumun yeri mezardır.' CHP Kadroları olarak, Kimseye hakkı ve adaleti satmayacağız; kimseyi adaletten menetmeyeceğiz ya da geciktirmeyeceğiz. Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunacağız. Buna söz veriyoruz.
Adil olmak ve adil davranmak, sadece hukuk adamların işi değildir. Herkes adil olmak, hakkı ve hukuku gözetmek ve bunu yaşantısının merkezine oturtmak zorundadır. İslam peygamberi Hz. Muhammed; 'Bir günlük adalet, altmış yıllık nafile ibadetten faziletlidir.Çünkü ibadet insanın nefsini, adalet ise âlemi ıslah eder.' der.
Bu yüzden Genel Başkanımız ADALET diyerek yollara düştü. Hak, Hukuk, Adalet diyerek çağrıda bulundu. 'Bireyin de, toplumun da, devletin de çıkarı adaletten yana olmaktır, Yönetimin hukukiliğini, insaniliğini ve meşruluğunu yönetenlerin erdem, ahlak ve vicdanı belirler.' dedi.
Gelir adelsizliğiyle, yandaşı koruyan tavırlarıyla, yargıyı kendilerine bağlayarak, bu millete zulmediyorlar. Hazreti Ali ne diyor; 'Bin kere mazlum olmak, bir kere zalim olmaktan iyidir.' Bu mazlum millet, 20 yıldır zulme uğruyor. Tam yirmi yıldır.
Kendisini eleştirenleri Kürt'se PKK'lı, Türk'se FETÖ'cü diyerek terörist ilan eden bu zihniyet,gücünü ve otoritesini mazlumun ahına bina etmiştir. Bu ah o binayı yıkacak ve zulmedenler 14 mayısta o binanın enkazı altında kalacak, buna hiç kuşkumuz yok.
Yunus Emre'nin dediği gibi; '
' Olsun be aldırma Yaradan yardır,
Sanma ki zalimin ettiği kardır.
Mazlumun ahı, indirir şahı.
Her şeyin bir vakti vardır.'
İşte o vakit 14 mayıstır. Elinizi vicdanınıza koyarak, sandık başına gideceğinizden hiç bir kuşkum yok." dedi.