Memleket Partisi Erzurum İl Başkanı Serhat Caneş, 28 şubat ta ikinci buluşmalarını gerçekleştiren Millet İttifakının Yuvarlak masa toplantısını değerlendirdi.
Memleket Partisi Erzurum İl Başkanı Serhat Caneş, 28 şubat ta ikinci buluşmalarını gerçekleştiren Millet İttifakının Yuvarlak masa toplantısını değerlendirdi. Caneş yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti koalisyonlara sabredememiş ki , komisyonlara sabretsin.” dedi.
Memleket Partisi Erzurum İl Başkanı Serhat Caneş, , muhalif liderlerin bir masanın etrafında buluşmalarını 6 benzemez olarak nitelendirdi. Bir masada oturmak mühim değil, önemli olan o masada sorunların çözümü noktasında ne konuştuğunuzdur diyen Caneş, “Bu millet geçmişte koalisyonlara sabredememiş, şimdi 6 partiden oluşan komisyona mı fırsat verecek” dedi.
Caneş yaptığı açıklamasında şunları söyledi. “ Sadece yuvarlak bir masada bir araya gelindi, orada bir uzlaşı, kamuoyunun beklediği çok net aşılması gereken bazı soru işaretlerine bile değinilmedi. Sadece bir araya geldiler.
Tabi bu bir araya gelmeleri çok önemliydi, çünkü şöyle bir baskı vardı; evet birlikteyiz, bir ittifak içindeyiz, ancak bir masada oturup verdiğimiz bir fotoğraf yok. Dolayısıyla AK Parti’den küsen bir kısım seçmen dahi, bu taraftaki belirsizlikten dolayı yeniden AK Parti’ye doğru kaymaya başlamıştı. Acilen sadece taktiksel olarak anlaşmak için bir yuvarlak masanın etrafında toplanıldı. Bunu Kılıçdaroğlu’nun başarısı diyerek servis ediyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu ne zaman başarılı sayılabilir, o masada oturanlarla ortak bir cumhurbaşkanı adayı çıkarabilirse ve bu kişi de Kemal Kılıçdaroğlu olursa işte o zaman başarısından söz edilebilir.
Şimdi baktığımız zaman HDP şu anda nerede, bu masanın neresinde, orası belli değil, daha bu mesele bile çözülmedi. Temel soru işaretlerinden biri bu. Çünkü CHP’nin HDP’ye bakış açısıyla, İYİ Parti’nin HDP’ye bakış açısı aynı görünmüyor. Bu bir siyaset mühendisliği. HDP ile CHP arasında hiçbir anlaşmazlık yok, İYİ Parti’nin olduğu bir masada HDP’nin olmaması kararlaştırılmış olsa gerek. HDP’nin tepkisi de yine bu siyaset mühendisliğinin bir parçası olabilir.
6 benzemezi o masada buluşturan yegane şey, aslında cumhurbaşkanlığı sistemi. Başkanlık sisteminden kaynaklı seçim sistemi. Çünkü parlamenter sistem olsaydı bu günkü koşularda ve yüzde 10 seçim barajını düşündüğümüz zaman, her hangi bir ideolojiye dayanmayan, elit siyaset yapan partilerin, meclise girmeden hayatlarını devam ettirmeleri mümkün değil. Nitekim tarihte de böyleydi, bu tarz partileri gördük.
Şimdi Başkanlık Sisteminde yüzde bir oyu olan “kilit parti” dediğimiz bir terim ortaya çıktı. Bu günkü güncel anketlere baktığımızda DEVA Partisi’nin, GELECEK Partisi’nin oy oranlarıyla, CHP’nin olduğu bir masaya oturması mümkün değildi. Ancak bu başkanlık sisteminde yüzde 1’in vermiş olduğu ehemmiyetle DEVA ve GELECEK o masaya oturdu. Bir diğer neden de, yıllardır AK Parti’ye karşı seçim kaybeden CHP’ye bir akıl hocalığı, neticede bu partiler AK Parti’den kopup geldiler, ve CHP’ye akıl hocalığı yapıyorlar. Masanın yuvarlak olması bu “kilit parti” meselesi nedeniyle bir eşitlik sağlıyor.
Neticede masada oturanlar küçük sorunları halledebilir, ancak büyük sorunlara geldiğinizde nasıl çözecekler? Mesela Cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceksiniz, bu altı parti kendi tabanını nasıl konsolide edecek? Şimdi HDP’nin örtülü açık olduğu bir masada İYİ Parti tabanını nasıl konsolide edecek? Diyelim ki herkes kendi adayıyla seçime girdi ve CHP’nin adayı en yüksek oyu alarak ikinci tura kaldı, bu noktada DEVA ve GELECEK Partisi tabanı CHP’ye oy verecek mi? Hadi her şeyi aştınız, siyasetin gerçeklerini bir tarafa bırakalım, kazandınız ve parlamentoya girdiniz. Ülkeyi kim yönetecek? Komisyon mu yönetecek? Meseleleri komisyonlar kurup onlara mı havale edeceğiz? “ dedi.