Ardından Bolu Belediye Başkanı Özcan sunum yaptı. Özcan, "Otel 90'ların sonunda 3 bin 224 metrekare olarak ruhsatlandırılmış. Sonrasında yanan otele baktığımızda yaklaşık 16 bin 300 metrekare büyüklüğünde bir otel. Yani burada dört kez tadilat yapılmış. Yani bu 3 bin metrekareden 16 bin metrekareye dört ayrı tadilatla büyütülmüş. Sayın Başkanım bunun ne için söyledim? Şimdi Belediye Kanunu'nun 5 bin 393 sayılı kanunu 14. maddesinde açık olarak şu söyleniyor. Belediye, kendi sınırlarından ve meclis kararı alması halinde de mücavir sahaya hizmet götürmekten sorumlu diyor. Burası bizim mücavir sahamıza bile oldukça uzak. Bolu merkezler şu anda otomobille bu yaz dönemi sayılır. Bir saate gidebileceğiniz bir mesafe. Biz bu otelin 1997’deki inşaat ruhsatını da vermedik. Sonra eski ruhsatını da vermedik. Sonrasındaki tadilat ruhsatlarına da onay vermedik. Yapı kullanım onayını da biz vermedik. Çünkü bizim sınırlarımız dışında. Bunları veren kim? İl özel idare" dedi.
"Bizim bu oteli hiçbir şekilde denetleme yetkimiz yok"
2005’te bir özel idare kanunu gereğince yetki ve sorumluluğun il özel idareye geçtiğini dile getiren Özcan, "Sonraki tadilat başvuruları da özel idare üzerinden yapılmış. En sonunda da otele işletme ruhsatını veren; sayın Bakan’ın da televizyon programında ifade ettiği gibi il özel idare. Bizim sorumluluğumuz; az önce arz ettiğim gibi sizlere 5 bin 393 sayılı yasanın 14. maddesinde belediye sınırları ve meclis kararı olması halinde mücavir saha. Kesinlikle bizim yetki ve sorumluluk sahamızda değil. Bizim bu oteli hiçbir şekilde denetleme yetkimiz yok. Sadece talep halinde bu tür yerlere, talep, müracaat gelmesi halinde gidip inceleyip şartlar uyuyorsa yaygına uygunluk raporu verme şansımız var. Aynı şekilde İl Özel İdare, özel idare işletme ruhsatı verdikten sonra Turizm Bakanlığı turizm sertifikası vermek suretiyle aslında işe dahil olmuş. 2 bin 634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu var. Bu kanunun 1, 3, 34 ve 37 maddeleri gereğince turizm işletme belgesi verilen yerlerde insan can ve mal güvenliğinin Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumluluğunda olduğu tarif edilmiş" diye konuştu.
16 Aralık'ta yani yangından yaklaşık bir ay önce Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolörlerinin oteli incelemeye geldiğini belirten Özcan, "O gün tarihli Kültür Bakanlığı'nın raporu var. Ve Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolörleri her yönden incelemesine rağmen yangın önlemleriyle ilgili hiçbir bulgu ortaya koymuyor. Yine burada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'yla ilgili durum sonradan ortaya çıktı. Bilirkişi raporuyla ortaya çıktı. 6 bin 331 sayılı yasaya göre iş güvenliği ve iş sağlığı uzmanları tarafından en az bu tip yapıların yılda bir defa kontrol edilmesi gerekiyor. Can ve mal güvenliği açısından iş güvenliği açısından kontrol edilmesi gerekiyor ki zaten bilirkişi raporunda da 200 sayfalık bilirkişi raporunda da bundan dolayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın da etkili olduğu ifade ediliyor" dedi.