SİYASET Haber Girişi : 30 Temmuz 2020 14:25

BEN BAŞKAN OLAYIM DA GERİSİ ÖNEMLİ DEĞİL.

BEN BAŞKAN OLAYIM DA GERİSİ ÖNEMLİ DEĞİL.
Son yapılan seçimlerde Büyük Birlik Partisi’nden aday olan ve seçimi kazanan Oltu ve Tortum Belediye Başkanları, partilerinden istifa ettiler.

Bu istifalar,  Erzurum’da , “parti değiştirmek etik mi değil mi?”  tartışmalarına sebep oldu.  



Meslek büyüğü Mehmet Şener de köşesine taşıdı bu durumu,  “Muhalefet partisinden seçilmiş bir belediye başkanı, icraatı sırasında bin bir zorluk ve engellemeyle karşı karşıya kalıyor.



Bazıları –ki örnekleri ziyadesiyle mevcut- kalıp mücadele etmek, çarpışmak ve koşturmak yerine, kolay olanı tercih edip gücün eteklerine sarılarak üvey evlat olmaya razı oluyor.



Karşılığını da alıyorlar ama…



Misal; çiftlikte maraba iken kahya kuyrukçusu oluyor, az şey mi!” diyerek ağır bir eleştiri getirdi.



İki başkanın siyasi geçmişine bakarsak, mesele daha da netleşir diye düşünüyorum.



Misal Oltu Belediye Başkanı Necmettin Taşçı.



Necmettin Taşçı siyasi hayatında çizgisinden hiç taviz vermemiş bir isim. Milliyetçi hatta Ülkücü kimliği ile tanınır. Başkan seçimlerde aday olmamıştı, Ağabeyi Nurettin Taşçı adaydı, ancak son anda kendisinin aday olamayacağına YSK hükmedince Necmettin Taşçı aday oldu. Bu kez de Erzurum’da ittifak söz konusu oldu ve Oltu AK Parti’ye kaldı. Bu durum sonrasında Necmettin Taşçı, Büyük Birlik Partisi’nden aday oldu ve seçimi kazandı. Kısa sürede Oltu’da güzel işlerde yaptı Başkan. Ancak bu gün gelinen noktada Büyük Birlik Partisi’nden istifa etti. Şimdi hangi partiye geçecek, yoksa bağımsız mı kalacak buna kendisi karar verecek. Milliyetçi Hareket Partisi mi AK Parti mi?



Gelelim Tortum Belediye Başkanı Muammer Yiğider’e…



Yiğider, siyasete AK Parti’de başladı. Serdarlı Belediye başkanlığı yaptı. Sonrasında yasayla Serdarlı belediyesi kapanınca, Tortum Belediyesi için aday adayı oldu. AK Parti kendisini istemedi, Yiğider bağımsız aday oldu ve seçimi kaybetti. Son seçimlerde yine AK Parti’den aday adayı oldu. Yine AK Parti kendisini aday etmedi. Hal böyle olunca bu kez bağımsız aday olmak yerine Büyük Birlik Partisi’nden aday oldu ve seçimi kazandı. Başkanlık koltuğuna uzun bir mücadeleden sonra oturmayı başardı.



Başkana sorularım şunlar;


Neden bir önceki dönem olduğu gibi bağımsız aday olmadınız?


Bağımsız aday olsaydınız seçimi kazanabilir miydiniz?


Büyük Birlik Partisi’nin o koltuğa oturmanızda hiç mi katkısı yok?


Tek gayeniz başkan seçilmek miydi?


Büyük Birlik Partisi’nin idealleri hiç mi umurunuzda değildi?


Kendinizi BBP’yi kullanan biri olarak görüyor musunuz?


İstenmediğiniz, sevilmediğiniz hatta dışlandığınız  bir partiye bu şekilde geri dönmek nefsinize ağır gelmeyecek mi?


Eğer AK Parti’ye geçerseniz ve bir sonraki seçimlerde sizi yine aday göstermezse izleyeceğiniz yol ne olur?



Evet ne yazık ki siyaset günümüzde bu hale geldi. Bir davanın savunucusu olmak yerine insanlar kendilerini bir yere taşımak için, siyasi ahlakı hiçe sayabiliyor.  Dün söylediği her şeyi unutup tam aksini söyleyebiliyor. Bunun kılıfını da buluyor, ülke menfaatleri, şehrin çıkarları, ilçe halkına hizmet vesaire vesaire…   



Ama biz biliriz ki siyasette duruş önemlidir. Belki bu tavrınızla başkanlık koltuğunuzu koruyabilirsiniz ancak Aziz Nesin’in Zübükzadesi İbraam’dan bir farkınız kalmaz.



Benden söylemesi…



Büyük Birlik Partisi’ne de bir çift lafım var. Sizler seçim dönemlerinde başka partilerin aday etmediği, yüzüne bakmadığı isimleri alıp aday gösterirseniz, daha çok bu durumlarla karşılaşırsınız. Bakın günümüzde evliliklerde bile sözleşme yapılabiliyor. Bari aday gösterdiğiniz isimlerle oturup bir sözleşme yapsaydınız, başınıza da bunlar gelmezdi…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Alinur atan 01 Ocak 1970 02:00

    Sinan bey bakmak ve görmek arasındaki farkı çok güzel analiz etmişsiniz